ZİYA GÖKALP YILI'NDA NE AMAÇLANIYOR?
İyi bilinir ki milletler zeki, hamiyetli ve cesur evlatlarıyla istikbâle tutunur. Milletinin tarih nehrindeki yolculuğuna refakat eden mücadele insanlarının niteliği, milletler mücadelesinde sonucu belirleyecek olandır. Türk milleti ne şanslıdır ki, Türklüğün tarihi ve medeni bütün hususiyetlerini iyi anlayıp hisseden ve davalarını böylece sırtlayan nice büyük evlatlar yetişmiştir. O kişilerin başında da ZİYA GÖKALP gelmektedir. Ziya Gökalp; Türkiye Cumhuriyeti'nin esaslarını belirleyen fikirlerine ilave olarak Türk Dünyası ve Türk dili üzerine söyledikleri, Türkiye’deki sosyoloji bilimine katkıları ve Türk milliyetçiliğini sistemleştiren metinleriyle Türk düşünce ufkunda güneş gibi parlamaktadır. Meşrutiyet ve Cumhuriyet’in ilk dönem aydınlarını derinden etkileyen Gökalp, yazdığı Türkçülüğün Esasları kitabıyla mihenk taşı konumundadır. Türkçülüğün Esasları, ciddi bir tahlil ve sistem ortaya koyarken, açtığı çığır ile de bir asır boyunca milyonları milli ülkülerin peşinde koşturmuştur. Yine Gökalp’in Türkçenin o günkü durumuna dair değerlendirme ve teklifleri, Türkiye’deki dil çalışmalarının çerçevesini oluşturmuştur. Darülfünun’da sosyoloji kürsüsünü kuran Gökalp, Türkiye’de bilim zihniyetinin oluşumuna ve sosyal bilimler çalışmalarına öncülük etmiştir. Millet hayatında edebiyatın önemini iyi bilen Gökalp o alanı da boş bırakmamış, Türk edebiyatına yönelik düşüncelerine ek olarak yazdığı şiir ve denemelerle Milli Edebiyat Akımının doğmasında etkili olmuştur. Büyük Mürşit Ziya Gökalp, burada kısaca bahsedilen ihmal edilemez önemine rağmen ne yazık ki büyük bir vefasızlıkla yüz yüzedir. Bugün Türkiye’de Ziya Gökalp ismini taşıyan bir üniversitenin olmaması bir yana, Ziya Gökalp’in öncülüğünü yaptığı fikir ve sosyolojik perspektifte inceleme ve yayınlar yapan bir enstitü bile yoktur. Türkiye’de Gökalp’in kitapları kısa bir aranın dışında hep basılmışsa da Gökalp, -Erol Güngör, Orhan Türkdoğan gibi bazı aydınlar müstesna- bütünlüklü ve sürekli bir tenkitten mahrum bırakılmıştır. Gökalp’in uğradığı ihmal burada sayılamayacak kadar çok yönlü devam etmekteyken, içinde bulunduğumuz yılda Büyük Mürşit’in vefatının yüzüncü yılı idrak edilmektedir. Bu kapsamda biz de YENİ UFUK DERGİSİ olarak yılın sembolik değerine atıfla; Gökalp çalışmalarına destek olmak, Gökalp’in yeniden tartışılacağı fikrî iklimi beslemek ve bu gündemden Türk milleti yararına yeni ufuklar açmak amacıyla yarışmalar ve bilimsel toplantılar planladık. Söz konusu çalışmaların GAYESİ, eserleri ve mücadele dolu ömrüyle Türk milletinin kaderini etkileyen Gökalp’in, vefatının yüzüncü yılı münasebetiyle de, oynadığı tarihi rolü devam ettirmesi ve bir asır önce sağladığı milli uzlaşı ve hareket noktasını sürdürmesidir.